Çocukluğumuzdan anımsadığımız korku sahneleri vardır. Ya bir kitapta okuyup gözümüzde canlandırmış ya da bir filmde seyredip zihnimize kazımışızdır. Bizi etkilemiştir; karanlık korkumuzu, yalnızlık korkumuzu besleyip büyütmüştür. Yıllar sonra da anımsarız: Belki tek karelik patlayıp sönen bir flaş; belki keskin tiz bir çığlık olarak katılır gündelik yaşamımıza. Dolunay geceleri, kurt adam dişleri, vampir gözleri malzeme oluşturur kâbuslarımıza.
Yine de çok “tanıdık” değildir bu “korku”. Kurgusunda, tınısında, renginde, kokusunda, sesinde, nefesinde bir yabancılık, bir uzaklık vardır. Benliğimize katmayız, iliklerimize işlemez, küçümseyebiliriz onu; hatta dalga geçebiliriz bu korkuyla. Çünkü “bizden” değildir; yolumuza çıkmayacaktır, başımıza gelmeyecektir…
Büyük kent korkuları başka, kırsal alan korkuları bambaşkadır. Kırsal alana özgü korku; doğayla, doğanın gücüyle, batıl inançlarla iç içedir ve çarpıcılığını da inandırıcılığını da onlardan alır.
Ücra köylerin, geleneklere bürünmüş kasabaların, kuytu ormanların, bir görünen bir kaybolan mağaraların, dipsiz kuyuların gizleri ve bu gizlerin yaşattığı heyecanlar, korkular, kâbuslar...
(Tanıtım Bülteninden)
Kapak Tasarımı : Engin Deniz Erbaş
Hamur Tipi : 2. Hamur
İlk Baskı Yılı : 2014
Baskı Sayısı : 2. Basım
Sayfa Sayısı : 200
Ebat : 14x21
Medya Cinsi : Ciltsiz