Dijital imgeler başta televizyon ve internet olmak üzere sinema filmlerinden video oyunlarına, fotoğraftan animasyonlara iletişim ortamlarının ayrılmaz parçası haline geldi. Dijitalleşme, farklı bir insan ilişkisi ve topluluk biçimi ortaya çıkararak, bir anlamda yeni bir sosyoloji doğurmuş oldu. İmge teknolojilerine o kadar fazla zekâ yüklenmiş durumda ki, sık sık imgelerin 'düşündüğü' hissine kapılıyoruz. İletişim teknolojileri ve tasarımı alanında geniş bir deneyimi olan Ron Burnett bu yeni 'imge ekolojisi'ne yakından bakıyor. Görsel algının nasıl işlediğini ana hatlarıyla çizen yazar, medyanın bugünkü niteliğini mümkün kılmış olan yeni teknolojileri, özellikle interaktif ve katılımcı işleyiş biçimlerini vurgulayarak ve tarihsel bağlamlarına yerleştirerek irdeliyor. Bilişsel bilimlerin insan bilinci konusunda getirdiği açılımlardan da yararlanan Burnett, zihni ve bedeni anlamakta karşılaşılan birçok muammanın merkezinde imgelerin yer aldığını savunuyor. İnsan bilincinin oluşumunda dilin yanı sıra imgelerin de temel bir rol oynadıklarını ve artık insan kültür ve doğası hakkında yapılacak herhangi bir tartışmanın imgelerin bu rolünü hesaba katmaksızın verimli olamayacağını ileri sürüyor. İmgeler Nasıl Düşünür'ü, yazarın görsel teknolojilerde son birkaç yılda yaşanan gelişmeleri ele aldığı, Türkçe basım için yazdığı önsözüyle yayımlıyoruz. Sadece tasarım, sinema gibi görsel bilgi işleyen alanlarda çalışan veya öğrenim görenlerin değil, özellikle televizyon ve bilgisayarından durmadan maruz kaldığı imge bombardımanını anlamlandırmak ve alternatif biçimlerde kullanmak isteyen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap.Sayfa Sayısı: 336Baskı Yılı: 2007Dili: TürkçeYayınevi: Metis Yayıncılık
Sayfa Sayısı : 336
İlk Baskı Yılı : 2007
Dil : Türkçe