Marx, Nietzsche ve çağdaşları henüz dünyanın küçük bir parçasının modern olduğu bir zamanda modernliği bir bütün olarak algıladılar. Yüz yıl sonra, modernleşme süreci dünyanın en uzak köşesindeki insanın bile kaçamayacağı ağını üstümüze attıktan sonra ilk modernistlerden öğreneceğimiz çok şey var; kendi çağları değil bizim çağımız hakkında. Onların, gündelik hayatlarının her anında, yaşayabilmek için bütün güçleriyle kavramak zorunda oldukları çelişkileri fark edemez olduk bizler. (...) Onların bakışlarını kendimize maleder, onların perspektiflerinden yararlanarak kendi ortamımıza yepyeni gözlerle bakarsak hayatlarımızda sandığımızdan daha fazla derinlik olduğunu göreceğiz. Dünyanın her yöresinde, bizlerinkine benzer ikilemlerle boğuşan insanlarla ortaklığımızı hissedeceğiz. Ve bu mücadelelerden doğan, çarpıcı zenginlik ve canlılıkta modernist bir kültürle, ancak kendimize maledebilirsek muazzam güç ve sağlık kaynakları barındıran bir kültürle bağ kurabileceğiz. Bakarsınız, böyle geriye gitmek ileri gitmek için bir yol olabilir. 19. yüzyılın modernizmlerini hatırlamak bizlere 21. yüzyılın modernizmini yaratacak görüş ve cesareti verebilir. (...) Dünün modernliklerini kendimize maletmek hem günümüzün modernliklerine yönelik bir eleştiri hem de yarının ve ertesi günün modernliklerine -ve modern insanlara- bir inanç tazeleme olabilir.Sayfa Sayısı: 463Baskı Yılı: 2004Dili: TürkçeYayınevi: İletişim Yayıncılık
İlk Baskı Yılı : 2004
Sayfa Sayısı : 463
Dil : Türkçe