Kendisini oldukça sade bir insan olarak tanımlayan Angelopoulos, yapıtlarında insan ilişkilerini bütün derinliği ve trajedisiyle sunar. Sineması, biz psikanalistler için sürgün, kayıp, yas, sınır, baba gibi temalarıyla oldukça çekicidir. Zamanı işleyişi çarpıcıdır. Bütün melankolik öğelere, ayrılık ve hüzün'e rağmen filmleri umut doludur. En karanlık sahnede ansızın canlı bir renk beliriverir. Filmlerine eşlik eden deniz, hemen her filminde yer alan bir çocuk ya da bir ergen umuda açılan kocaman bir kapı gibidir. Ve umut hiç bitmez, her son söz başlayan bir ilk sözdür. Angelopoulos sineması, psikanalitik süreçler gibi zamanı kestirilemez bir yaşantıdır. Ne zaman başlar? Başladıktan sonra bitişi mümkün müdür? Bilinmez... Üzerine Zamanın Tozu biriken hikâyeleri de bize bitmez tükenmez rüyalar sunmaya devam eder…-Ayça Gürdal Küey-(Tanıtım Bülteninden)Sayfa Sayısı: 96Baskı Yılı: 2013Dili: TürkçeYayınevi: Bağlam Yayıncılık
Sayfa Sayısı : 96
İlk Baskı Yılı : 2013
Dil : Türkçe